GAZİ ÂLİM YUNUS (YUNUSOV) (1893-1938)

Gazi Âlim Yunus, 1893 yılında Taşkent’in Şirinkuduk Mahallesinde, işçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İlköğrenimini medresede gördü. Refikası Valentina İvanovna Yunusova ile 1925-1930 yılları arasında doğan Erk, Mira, Oskar ve Kamile adlı çocukları, devrin zulümlerine göğüs gerip, tahkire uğrayan bu değerli insanın dertlerini paylaşarak yaşadılar.

Özbekistan sahasında ilk dilbilimi profesörü, tercüman, halkbilimci, yükseköğrenim kurumlarında Farsça, Arapça, Özbekçe ve Rusça dersler veren eğitimci ve de kabiliyetli bir teşkilatçıdır. Daha 1929-1930 yıllarında Leningrad’da Şarkşinaslık Enstitüsünde çalıştığı dönemde, etnografya ve filoloji sahalarıyla ilgili birçok araştırmaya imza atarak, önemli bir şarkiyatçı olarak kabul edilmiş ve meşhur olmuştu. Bilimsel çalışmalarıyla dünyaca tanınan N. Y. Marr, A. N. Korş, Y. M. Malov, A. N. Samoyloviç, P. M. Melioranskiy ve Y. E. Bertels’in tavsiyeleriyle ona 1930 yılında profesör unvanı verilmişti.

Gazi Yunus, kadim Türk Edebiyatının iyi bir uzmanı idi. Dedesi Ebû Bekir Ahmed Canoğlu ve eniştesi Bahtı Gani İlkin de halkbilimci, edebiyatçı ve etnograf olarak tanınmış kişilerdi. Onlar Arapça, Farsça ve Almancayı iyi bilirlerdi. Bu sebepten olsa gerek, o küçüklüğünden itibaren öğrenmeye merak salmıştı.

Yükseköğretim için önce İstanbul’a, sonra Kahire’ye gitti. Oraya sadece çok zeki öğrenciler gönderilirdi. Kendi alanıyla ilgili Arapça, Türkçe, Almanca ve İngilizce kaynakları asıllarından okuyarak kendini geliştirmişti. Hanımının söylediğine göre: “O, bir defa okuduğu kitabı veya destanı bir daha okumaz, tek okuyuşta aklında tutardı. Bundan dolayı evimize onun tanıdığı Rus, Tatar, Alman, İngiliz, Özbek ve Kazak âlimler sık sık gelirdi. Gazi Bey, işte bu farklı millet mensuplarıyla kendi dillerinde sohbet ederlerdi.”

Tahsilini yüksek dereceyle tamamlayınca Gazi Âlim’e Ata Türk adlı takdirname verilir ve orada öğretim görevlisi olarak istihdam edilir. Fakat onun gönlü öz vatanını, akrabalarını özler, bir süre çalıştıktan hemen sonra sevgili Taşkent’ine döner ve muhtelif yükseköğrenim kurumlarında ana dili üzerine dersler vermeye başlar.1923 yılında İlk Ticaret Cemiyeti reisliğine atanır. 1924 yılının Kasım ayında mezkûr cemiyet lağvedilince, Adalet Bakanlığı Hukukî İşler Şubesi’ni yönetmeye başlar. Birçok kanun maddesini Özbekçeye tercüme etmede ve muhteviyatını umuma ulaştırmada âlimin hizmeti büyüktür.
1925 yılında Özbekistan Halk Eğitim Komisyonu Bilim Merkezi Bilim Merkezi bünyesinde “Özbekleri Öğrenme (Araştırma) Komisyonu” kurulmuş, komisyon G. A. Yunusov’un başkanlığında faaliyet göstermeye başlamıştır. Yunusov tarafından hazırlanan “Özbek Halk Edebiyatıyla İlgili Bilgileri Toplayanlara Rehber” Maarif ve Okıtuvçi Dergisi’nin 1926 yılındaki 7. ve 8. sayılarında yayımlanmıştır. Komisyon, özellikle Özbek destanlarının, masallarının, şiirlerinin derlenmesi konusunda önemli çalışmalar yapmıştır.

Özbek millî kültürünü uluslararası düzeydeki çalışmalara konu etme yolunda mühim akademik çalışmalar yapan Gazi Âlim Yunus, arkada çok sayıda eser ve ders notları bırakmıştır. Hukuk Terimleri Lügati (Yuridik Atamalar Lug‘ati), Özbek Ağızları Tasnifi Üzerine Bir Deneme (O‘zbek Lahjalari Tasnifida Bir Tajriba), Özbek Boylarından Katağanlar ve Onların Dili (O‘zbek Urug‘laridan Qatag‘onlar va Ularning Tili), Özbekçenin Grameri (O‘zbek Tili Grammatikasi) adlı kitapları; Çocuk Edebiyatı Üzerine Bir Mülahaza (Bolalar Adabiyoti To‘g‘risida Bir Fikr), Ninni Üzerine Bir İki Ağız Söz (Alla To‘g‘risida Bir-Ikki Og‘iz So‘z), Orta Asya Türklerinin Yeni Alfabesi (O‘rta Osiyo Turklarining Yangi Alifbosi), Özbekçe’de Sesler (O‘zbek Tilining Tovushlari) gibi bilimsel altyapısı güçlü ve aynı zamanda metodik cihetten oldukça başarılı makaleleri günümüzde de güncelliğini henüz kaybetmiş değildir. Âlim Yunusov, tabiatı itibariyle milliyetçi olup, halkına çok değer verirdi. Bilge bir etnograf ve aynı zamanda titiz bir halkbilimciydi. 1922 yılında Özbeklerin büyük destanı “Alpamış”ı Fazıl Yoldaşoğlu’ndan ilk kez o derlemişti.

Gazi Âlim’in “Özbek Ağızları Tasnifi Üzerine Bir Deneme” (O‘zbek Lahjalari Tasnifida Bir Tajriba) adlı risalesi, Özbek ağızlarını ilk kez etno-linguistik açıdan tasnif etmesi bakımından çok değerlidir.

Gazi Âlim Yunusov, 6 Ağustos 1937’de tutuklandı, “Pantürkist” “milliyetçi”, “rejim düşmanı”, “devrim karşıtı”, “inkılâp düşmanı milliyetçi örgütün üyesi”, “Orta Asya cumhuriyetlerini Sovyetler Birliği’nden kopararak millî burjuva devleti kurmayı kendine vazife edinenlerden birisi”, “yabancı ülkelerle irtibat kurmak maksadıyla örgüt üyelerini sabotaj yapmaya yönlendiren birisi”, “örgüte kazandırmak için gençler arasında devrim karşıtlığını öne çıkaran, inkılâp düşmanlığının propagandasını yürüten kişi”, “Türkiye’de okumak”, “Taşkent’te ‘Türk Ocağı’, ‘Turan’ cemiyetlerini kurup Pantürkist gençler yetiştirmek” vb suçlamalar yapılır.

Gazi Âlim Yunusov, 4 Ekim 1938’de Sovyet rejimi tarafından kurşunlanarak öldürülmüştür.

Geç kalınmış olsa da gerçek ortaya çıktı. SSCB Yüksek Mahkemesi Askeri Heyeti bu adaletsiz hükmü iptal ederek, 27 Haziran 1957 tarih ve 4n02-5571 sayılı kararıyla, Gazi Âlim Yunusov’un faaliyetlerinde suç unsuru bulunmadığını itiraf etti ve onu akladı.

Alakalı